Gliserol Caiz mi? — Bir Sohbet, Bir Sorgu ve Vicdanla Başlayan Yolculuk
Bazı sorular vardır ki, bir anda zihnimizi işgal eder ve cevabını bulmadan içimizi rahat ettirmez. Bu yazı da işte öyle bir soruyla başladı. Bir akşamüstü, çay demlenirken ve gün yavaşça akşama dönerken, iki arkadaşım arasında geçen bir sohbet beni uzun bir düşünce yolculuğuna çıkardı. “Gliserol caiz mi?” diye sordu biri, öyle sıradan bir merak gibi değil, hayatının bir köşesinde gerçekten cevabını aradığı bir mesele gibi…
O an anladım ki, bu mesele sadece kimyasal bir maddenin helal olup olmamasıyla ilgili değil; vicdan, inanç, bilgi ve niyet gibi çok daha derin katmanlara uzanıyordu.
Bir Hikâyeyle Başlayalım: Ali ve Elif’in Tartışması
Ali, analitik düşünen, çözüm odaklı bir adamdı. Her meseleye matematiksel bir bakış açısıyla yaklaşır, verileri toplar, delilleri tartar, sonra karar verirdi. Elif ise kalbiyle düşünen, empatisi yüksek bir kadındı. Onun için bir şeyin hükmü sadece “doğru” veya “yanlış” değil; “insana ve kalbe ne hissettirdiği” ile de ölçülürdü.
Bir gün, küçük bir eczanede satılan vitamin kapsüllerine bakarken ikisinin arasında şu konuşma geçti:
— Ali: “İçeriğinde gliserol varmış. Ama bu sentetikse sorun olmaz, hayvansal kaynaklıysa mesele çıkabilir.”
— Elif: “Ama kaynak belirsizse ne olacak? İçimiz rahat etmezse onu kullanmak doğru olur mu?”
İşte bu küçük diyalog, aslında hepimizin içinde yaşadığı ikilemin aynasıydı. Gliserol, kimya literatüründe “glycerin” olarak da geçen, saydam ve tatlımsı bir maddedir. Gıdalardan kozmetiğe, ilaçlardan kapsüllere kadar yüzlerce üründe karşımıza çıkar. Ancak onun kaynağı, yani “bitkisel mi, sentetik mi, yoksa hayvansal mı?” sorusu, meseleyi dinî boyuta taşır.
📜 Gliserol Nedir ve Nerelerde Kullanılır?
Gliserol, yağların parçalanmasıyla elde edilen üç değerli bir alkoldür. Üç temel kaynağı vardır:
- Bitkisel gliserol: Zeytinyağı, palm yağı gibi bitkilerden elde edilir.
- Hayvansal gliserol: Genellikle domuz veya sığır yağı gibi kaynaklardan üretilir.
- Sentetik gliserol: Petrol türevlerinden laboratuvar ortamında elde edilir.
İlk iki tür, özellikle dinî açıdan dikkatle değerlendirilir. Bitkisel gliserol konusunda genel bir sakınca yoktur. Ancak hayvansal gliserol söz konusu olduğunda, eğer haram bir hayvandan ya da İslami usule göre kesilmemiş bir hayvandan elde edilmişse, İslam âlimlerinin çoğuna göre caiz değildir.
🔍 Fıkıh Perspektifinden Gliserol: “Kaynak Belirleyici Unsur”
İslam hukukçuları bu konuda genellikle şu çizgide birleşir:
Bir madde haram bir kaynaktan geliyorsa ve kimyasal dönüşüm sonucu özünü tamamen kaybetmemişse, o madde helal sayılmaz. Ancak dönüşüm (istiḥâle) tam gerçekleşmişse, yani maddenin kimliği tamamen değişmişse, bazı mezheplere göre bu durumda hüküm değişebilir.
Örneğin, Hanefi mezhebinde “kimyasal dönüşümle tamamen başka bir maddeye dönüşme” durumu varsa, bazı âlimler bunun artık önceki hükmü taşımayabileceğini söyler. Ancak burada ince bir çizgi vardır: Dönüşümün tam olup olmadığına karar verebilmek için detaylı bilgi gerekir.
Ali’nin Hesabı, Elif’in Vicdanı
Ali, araştırmasını yapar, üretici firmaya mail atar, sertifikaları kontrol eder. Sonunda ürünün bitkisel gliserol içerdiğini öğrenir ve gönül rahatlığıyla alır. Elif ise başka bir üründe net bilgiye ulaşamaz ve kullanmamayı tercih eder. Çünkü onun için “şüpheli olanı terk etmek” daha doğru gelir.
Bu iki yaklaşım da İslam’ın öğretileriyle çelişmez. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) “Helal bellidir, haram bellidir. İkisi arasında şüpheli şeyler vardır…” hadisinde vurguladığı gibi, mesele bazen sadece hüküm değil, kişinin iç huzuruyla da ilgilidir.
🌿 Günlük Hayatta Ne Yapmalı?
Gliserol içeren bir ürünle karşılaştığınızda şu adımları izleyebilirsiniz:
- İçeriği dikkatle okuyun, “vegetable glycerin” veya “plant-based” gibi ibareleri arayın.
- Şüphe varsa üreticiyle iletişime geçin, kaynak bilgisini sorun.
- Net bilgi edinemiyorsanız, vicdanınıza danışın ve gerekirse alternatif arayın.
Son Söz: Gliserol Bir Maddeden Fazlası
Gliserol meselesi, sadece bir kimyasal bileşiğin hükmü değil; inançla bilimin, vicdanla bilginin, kalple aklın kesiştiği bir yerdir. Ali’nin çözüm odaklı araştırmacılığı ile Elif’in empatik ve hassas yaklaşımı birleştiğinde, karşımıza sadece “caiz mi değil mi?” sorusunun cevabı çıkmaz; bilinçli bir tercihin hikâyesi çıkar.
Şimdi söz sizde… Siz olsaydınız Ali gibi delil arayıp kesin bilgiye mi ulaşırdınız, yoksa Elif gibi iç huzurunu önceleyip şüpheli olanı terk mi ederdiniz? Yorumlara yazın, bu hassas meseleye birlikte akıl ve kalple yaklaşalım. 💭🫶